Hastaneleri teker teker kapatıyorlar
Heybealiada Göğüs Hastalıkları Hastane'sinden sonra geçtiğimiz yıl içinde Türkiye'deki tek çocuk göğüs hastalıkları hastanesi olan, Beykoz Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi, halk arasındaki adıyla "Saray Hastanesi", kapatılmıştı. Üstelik de DSÖ ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bu hastanenin hizmet verdiği ana konulardan birisi olan "tüberküloz yani verem hastalığı"na yakalanan kişilerin, özellikle de ilaca dirençli mikropla hastalanan hastaların hızlı bir şekilde arttığının söylendiği bir dönemde.
Veremin durumunda da hastalıkların durumunda da değişiklik yok. Ama yine hastaneler kapatılıyor. Bunlardan birisi de "Tekirdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi
Sağlık Hakkı Hareketi Derneği'nin de aralarında olduğu çok sayıda örgüt, insiyatif ve yerel muhalif bu hastanelerin kapatılmaması için çaba harcasalar da "SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI" adı altında sağlık hizmetlerini piyasaya, hastaları da kaderlerine terk eden 59. Hükümet hastanleri sırayla kapatıyor.
Kısa adı "TÜDADER" olan Tüberküloz Danışma ve Dayanışma Derneğinin 8-14 Ocak 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen "Verem Savaş Haftası" nedeniyle yapmış olduğu Basın Açıklaması'nda da konuya değinilerek "Dirençli hastalar için hastanelerde yatak bulunmamakta hasta ancak bulabilirse torpille hastaneye yatırılmaktadır. Çünkü tüberküloz hastası para kazandırmamakta yani döner sermayeye katkısı olmamakta hatta yatağı para kazandıracak tüberküloz dışı başka bir hasta için bloke edildiğinden hastane zarar görmektedir. Heybeliada Sanatoryumu,Beykoz Saray Hastanesi kapatıldıktan sonra sıra Tekirdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne gelmiştir. Bunda en önemli etken açık ve net olarak bu hastanelerin kar sağlamamasıdır" denildi.
İKİ ÖNEMLİ BELGE Çocukların Sağlık Hizmetlerinden yararlanmaları konusundaki hakları
UYGULAMAYI YAPAN ÖDEYECEK
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kocaeli'nin Derince ilçesinde
ikamet eden Dilek ailesinin 8 aylık bebeklerinin ölümüne neden
oldukları iddiasıyla açtıkları tazminat davasında aldığı son kararla,
hata yaptıkları kesinleşen doktorların bağlı oldukları kurumun
ödeyeceği tazminatın dışında da tazminat ödemelerine karar verdi.
Devamını okumak için
tıklayınız.
Haziran 2005'de uygulamaya giren yeni Türk Ceza
Yasası sağlıkçılar ve hastalar arasında da tartışma yaratıyor.
1
Haziran 2005'de uygulamaya giren yeni TCK özellikle medyanın
yoğun tepkisine neden oluyor. Hekimler de bir yandan yasaya karşı
çıkarken bir yandan da yoğun bir şekilde "mesleki sorumluluk
sigortası" yaptırma konusunda çaba harcıyorlar.
Hastalar ve sağlık hizmetlerinden yararlanacak vatandaşlar açısından
da olumsuzluklar taşıyan yeni TCK Yön FM'de yayınlanan "Hastayım
Hakkım Var" programında da ele alındı. Platformumuzun üyesi Av.
Süleyman Anıl ve Av. Tunç Demircan tarafından değerlendirilen
yasada hastalar ve hasta hakları açısından da kamuoyu
oluşturulması gerekiyor.
Av. Tunç Demircan tarafından hazırlanan değerlendirme için
TIKLAYINIZ...
Sağlık Bakanlığı her gün yeni mevzuat yayınlıyor...
Son olarak getirilen "hekimlere yeniden zorunlu hizmet" uygulaması yine hekimlerle hizmet alanların çatışmasına yol açacak gibi görünüyor. Bu arada "hasta hakları birimleri" ile ilgili yönergede de değişiklik yapan bakanlık, bu birimler bünyesinde oluşturulan "hasta hakları kurulları"nda hasta hakları derneklerinden temsilci istemekten de vaz geçmiş durumda.
Yeni hazırlanan yönergenin 11. maddesinde aynen " d) Hasta hakları konusunda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu temsilcisi (Kurula kabul edilme şartları 44.maddede belirlenmiştir.)" deniyor.
Parantez içinde atıf yapılan 44. madde ise şöyle: "Sivil Toplum Örgütlerinin Kurullarda Görevlendirilmesi "Hasta haklarına uygun hizmet verilmesini" değil, hak ihlâline yol açanları, kurum içinde sorguluyor gibi görünüp, talepte bulunanı "oyalamaya" yönelik bu yapıdan hasta haklarına yarar gelmesini beklemekyine boşuna umut gibi görünüyor.
Bu bakış ve yaklaşım aslında daha önce yayınlanan iki genelgede de gözlenmişti. Bunlardan ilki genelge Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık kuruluşlarında kurulmuş bulunan "Hasta Hakları Kurulları" ve "Hasta Hakları Birimleri" ile ilgili bazı düzenlemeleri sağlık çalışanlarına iletilmesine, ikincisi ise "Meslek Hataları" ile ilgili dikkat edilmesi gereken noktaları ortaya koymaktaydı. Bu genelgeleri, genelgelere ilişkin değerlendirmelerimizi ve sizlerin dikkat etmeniz gereken noktaları "örnek olması" bakımından duyurmak istiyoruz.
Bu genelgeler kapsamında herhangi bir sorun yaşayanlar paltformumuza da başvurarak gerekli bilgilenme ve danışma desteğini talep edebilirler.
Avrupa Hasta Hakları Konferansı toplandı
Konferansta ülkemizi, platformumuzun üyesi ve hasta hakları aktivisti Av.Tunç Demircan temsil etti. Ülkemiz uygulamaları ve bu konudaki sivil toplum etkinliklerine ilişkin bir sunum yapan Av.Demircan, toplantı dönüşü yaptığı açıklamada bir çok bakımdan ülkemizdeki toplum katılımının AB ülkelerinden ileride olduğunu vurguladı.
Konferansta Avrupa Hasta Hakları Ana Sözleşmesi'nin ve bu sözleşmede yer alan 14 hasta hakkı'ın yeniden ele alındığını ve özellikle tanımlanmış bu haklara ilişkin somut ülkelerdeki uygulamaların değerlendirildiği kaydedildi.
Av. Tunç Demircan'ın sunumu ve toplantı değerlendirmesiyle ilgili hazırladığı bilgiler yukarıda söz ettiğimiz toplantıda sunulacak ve ardından sitemizde yer alacak.
SSK'nin Devri Hasta Hakkı İhlalini Artırıyor
Kolera Tartışması'nda beş örgüt görüş bildirdi:
Yaklaşık 2 ay önce Ankara'da başlayan kolera salgını devam ediyor. Yüzlerce insanımızı etkileyen bu sorunun muhatapları ısrarla inkar ve örtbas etme çabası içerisinde. Oysa inkar ve örtbas etmekle sorunun çözülemediği aradan geçen 2 aylık zamanda vaka sayısının artışı ve şüpheli ölümlerle görülmüştür.
Sorun; Sağlık alanında uygulanan yanlış politikaların yarattığı halk sağlığı sorunudur. Koruyucu sağlık hizmetlerini yok eden, altyapı yatırımlarını önemsemeyen, sağlık hizmetlerini parası olanların yararlandığı bir hizmet şekline dönüştüren anlayışın yarattığı sonuçtur.
Sorun; Bireyle başlayan, toplumun tamamını kapsayan hasta hakları sorunudur. Hasta hakları ile ilgili çalışma yürüten sağlık Bakanlığı'nın, bireyin ve toplumun en temel hakkı olan bilgilendirme hakkının ihlal edilmesi sorunudur.
Sorun; Nasıl bir çev336600e yaşadığımız sorunudur. Kent yaşamında yerel yönetimlerin alt yapıya verdiği önem ve toplum sağlığı konusundaki duyarlılıkları ile ilgili bir sorundur. Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek'e soruyoruz: 1994 yılında yaşanan kolera salgınında da Ankara'nın çevresindeki kirli su derelerinin mutlaka islah edilmesi önerilmişti. Aradan 11 yıl geçmesine rağmen bu konuda hiç bir şey yapmadınız. Bugünlerde bu derelerden sulanan sebze ve meyve bahçelerini kaldırtmaya çalışıyorsunuz. Bu konudaki görevinizi yapmak için ikinci bir kolera salgınını, yani 11 yıl beklemeniz mi gerekiyordu?
çocuklarımız risk altında…
Okulların açılmasıyla birlikte bizleri önemli bir tehlike bekliyor. Çocuklar hastalığın en kolay bulaşabilecegi risk grubudur. Okullardaki tüm su depolarının Kolera mikrobuyla kontamine (kirlenmis-bulaşmış) olduğunu var sayarak en kısa sü336600e dezenfekte edilmesi gerekmektedir.
Toplum risk altinda…
Gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse Büyükşehir Belediyesinin konuyla ilgili çalışma yürüttüğünü gözlemliyoruz. Ancak sorunun adını koymaktan dahi çekinenlerin yürüttükleri çalışmaların yeterliliğinden şüpheliyiz. Bu aşamada toplumsal önlemlerin yanı sıra beslenme ve bireysel hijyen kurallarının tam olarak uygulanması zorunludur. Çiğ sebzelerin dezenfeksiyonu ve şüpheli suların tüketilmemesi gerekir.
Biz aşağıda imzası bulunan örgütler gerçekle yüzleşmeden hiç bir sorunun çözümlenemeyeceğini hatırlatıyoruz. Bilgilendirme başta olmak üzere sorunun çözümü için acil önlemlerin en kısa sü336600e alınmasını, bir daha benzer sorunları yaşamamak için sağlık, hasta hakları ve yerel yönetim – çevre politikalarının bilimsel, toplum yararına bir içerikte oluşturulması ve hayata geçirilmesini istiyoruz.
SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasi), TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), HAYAD (Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği), TÜM BEL SEN (Tüm Belediye Çalışanları Sendikası), BİYOLOGLAR DERNEĞİ
|
Sağlık Bakanlığı dışlayarak taraflı
davranıyor!.
Sağlık Hakkı Hareketi Derneği Yönetim Kurulu bir basın
açıklaması yayınlayarak; Sağlık Bakanlığı'nın kısa adı HAKSAY olan
"Hasta Hakları ve Sağlıklı Yaşam Derneği"nin ortaklaşa
düzenlediği "1. Ulusal Hasta Hakları Sempozyumu"na
konunun özellikle "muhalif" taraflarının çağrılmamasını yanlış
bulduğunu belirtti.
Yapılan basın açıklamasında ayrıca Sağlık Bakanlığı'nın
uygulamaya konulduğu "Sağlıkta Dönüşüm Programı"
eleştirildi.
Devamını okumak için
tıklayınız.
V. Sağlık Zirvesi'nde "Hasta hakları ve Hasta Güvenliği"
konusu ele alındı Platformuzumun kurucularından ve Sağlık
Hakkı Hareketi Derneği Kurucu YK Başkanı Mustafa Sütlaş'ın da
" Hasta Hakları Uygulamalarında Hasta, Hasta Yakını ve
Sağlıkçı, Sağlık Kuruluşu İlişkisi " başlıklı bir sunum
gerçekleştirdiği toplantı sırasında SUVAK'ın düzenlediği Kısa Film
Senaryo Öykü Yarışması'nın da sonuçları açıklandı.
Programda yer alan diğer konular ın başlıkları ve konuşmacılar
şöyle:
"Avrupa Birliği Komisyonu Mevcut Sağlık Aktiviteleri", Martin
Dorazil, Avrupa Birliği Risk Yönetimi Ünitesi; "Dünyada, Avrupa’da ve
Türkiye’de Hasta Hakları ve Güvenliği" Paneli içinde, "Hasta Hakları
ve Güvenliği; Anlamı ve Uygulamaları",
Metin Çakmakçı, Acıbadem Sağlık Grubu; "Uluslararası Düzeyde
Hasta Hakları, WHO Deneyimi", Valentine Hafner, WHO; "Sağlık
Bakanlığı Açısından Hasta Hakları Uygulamaları", Refik Akten, Sağlık
Bakanlığı; "Ak336600itasyon İçinde Hasta Hakları" Ercan Bal, Sağlık
Bakanlığı; "Hasta Haklarının Hukuksal Yönü" paneli içinde; "Hasta
Haklarının Tarihsel Gelişimi ve Hekimin Hukusal Sorumluluğu"
Sunay Akyıldız, İstanbul Barosu; "İlaç Markaları", Selçuk Öztek,
Kadir Has Üniversitesi; "Ceza Hukuku Yönüyle Hasta Haklarına
Yaklaşım", Köksal Bayraktar, Galatasaray Üniversitesi; "Ceza
Hukuku Yönüyle Hasta Haklarına Yaklaşım Uygulamaları", Dilek
Helvacı, İstanbul Barosu; "Tıp Çare Ararken.... Hasta ve Hasta Yakını
Hakları" Paneli içinde; "Engelli Yaşamda Hasta Hakları", İpek Bilgen,
Ankara Üniversitesi; "Engelli Hasta Hakları", Safiye Tuncer, Ankara
Üniversitesi; "Hasta Gözüyle Hasta Hakları ve Sorunları", Nevval
Sevindi, Zaman Gazetesi; "Kanserli Hastada Tedavi Seçenekleri ve
Hasta Hakları", M. Tezer Kutluk, Hacettepe Üniversitesi.
Basın toplantısı yapıldı
28 Şubat-1 Mart 2005 tarihlerinde Brüksel’de AB üyesi ülkelerdeki “Hasta Hakları Uygulamaları” ve “AB Hasta Hakları Ana Sözleşmesi”nin gözden geçirilmesi amacıyla resmi bir toplantı gerçekleştirildi.
Asıl olarak AB’nin 15 temel ülkesinin resmi temsilcilerinin katıldığı toplantıya AB’ye yeni giren ve girme aşamasinda olan ülkelerin temsilcileri de “gözlemci” olarak katıldılar.
Bu toplantıya ülkemizden yalnızca, platformumuz üyesi ve hasta hakları aktivisti Av. Tunç Demircan katıldı, ülkemizdeki durumu, gelişmeleri aktardı, hasta hakları konusunda platformumuzun görüş ve yaklaşımlarını ortaya koydu.
Ülkemizdeki Hasta Hakları Uygulamaları açısından çok önemli ve değerli sonuçları olan bu toplantıyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek üzere platformumuz tarafından 9 Nisan Cumartesi günü Galatasaray'daki İstanbul Eczacı Odası Kültür Merkezi'nde bir basın toplantısı gerçekleştirildi.
Ona yakın basın mensubu ve tv. muhabirinin katıldığı basın toplantısında platformumuzun üyesi Mustafa Sütlaş, AB'nin 2002 yılında tartışmaya açtığı Hasta Hakları Ana Statüsü hakkında bilgi verdi. Daha sonra Brüksel'deki toplantıya katılan Av. Tunç Demircan bir sunuş yaptı ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İstanbul Üniversitesi "Hasta Okulu" Tatile girdi
Bu yılki etkinliklerde ilk kez hasta hakları konusu da bir başlık olarak ele alındı. Daha doğrusu ele alınmış gibi yapıldı.
"Hasta Hakları" konulu etkinliğe oluşturduğumuz "Sağlık Hakkı Hareketi Derneği" adına biz de katıldık.
BU etkinlikle ilgili haber-yoruma buradan ulaşabilirsiniz.
XII.Ulusal Sosyal Psikiyatri Kongresi'ndeydik Çok sayıda örgütün katılımıyla düzenlenen XII.Ulusal Sosyal Psikiyatri Kongresi 2-5 Haziran 2005 tarihleri arasında Eskişehir'de 300'a yakın katılımcıyla gerçekleştirildi.Kongreye platformumuzdan Tunç Demircan, Leyla Hacıosmanoğlu ve Şehnaz Layıkel'de katıldı. Kongre başkanı Prof.Dr. Cem Kaptanoğlu'nun çağrısı üzerine kong336600e "hasta hakları" da ele alındı. Kongrenin ikinci günü öğleden sonra Av. Tunç Demrican "Hasta Hakları Açısından Psikiyatrik Uygulamalar" balıklı 45 dakikalık bir konferans verdi. 3. Şizofreni Günleri'ne Platform olarak katıldık Şizofreni Dostları Derneği tarafından bu yıl 3. kez gerçekleştirilen "Şizofreni Günleri" Harbiye Askeri Müze Toplantı salonunda 26-27 Mart günlerinde gerçekleştirildi. Hasta ve hasta yakınları tarafından düzenlenen etkinliğe ülkemizdeki çok sayıdaki şizofreni derneği temsilcileri yanında 200'e yakın hasta ve hasta yakını ile, hekimler, sağlıkçılar ve gönüllüler katıldı. Toplantının ilk gününde Taksim Meydanı'ndan Galatasaray'a kadar yürüyen şizofreni hastaları, yakınları, dostları, hekimler, sanatçılar ve gönüllüler burada renkli balonlar uçurarak toplumun dikkatini, tanınabilen, tedavi edilebilen ve çok sayıda insanı etkilediği bilinen hastalığa çektiler. Toplantının 2. günü sabahında platformumuz üyesi Av. Tunç Demircan'ın katıldığı panelde şizofreni hastalarının sağlık hizmeti alırken yararlanmaları gereken haklar ele alındı.
2 yıldır ABD'nin işgali altında olan Irak halkının yaşamı ve sağlığını işgalin nasıl olumsuz etkilediğiniz görüyoruz. Aslında savaş yalnız Irak halkının değil tüm dünya halklarının yaşamlarını ve sağlıklarını olumsuz etkiliyor. 10 Nisan 2005 Pazar günü Gazete Vatan'ın pazar ekinde yer alan Necla Bayraktar'ın haberi TIKLAYINIZ Yeni bir örgütlenme konusunda katkınız bizi sevindirecektir. TIKLAYINIZ |
KAYNAK BELİRTEREK ALINTI YAPILABİLİR. HAZIRLAYAN: Mustafa SÜTLAŞ |